Demokrat Parti’nin karışık yapısından nasıl bir lider çıkar?

Demokrat Parti eski iddialı ve görkemli günlerinde değil. Anavatan Partisi ile birleşmenin sinerji oluşturması bekleniyordu ama içerideki ayrılıklara yeni cepheler oluşturmanın ötesine geçilemedi.
Dahası…
Birleşmeyle DP’nin sıçrayacağı düşünülürken, içerideki bertaraf etme operasyonlarıyla partideki mutsuz sayısı arttırıldı, küskünler çoğaltıldı.
Partinin içinde bulunduğu tabloyu seçim sonuçları gösteriyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarında da DP’nin oyu son yıllarda diğerleri arasında anılıyor.
Fakat…
Fiziki durumu ne olursa olsun Demokrat Parti’nin tabanı oy vermese bile ilgisini kesmiş değil.
Bu da…
Siyasetin ayrı bir ilginç noktasını oluşturuyor.
Çünkü…
Başka partilere oy vermelerine karşın, DP’de olup biten her şeyi izleyen, değerlendiren ve siyaseti de bilen bir taban var ortada.
Bütün sorun, hamurun doğru yoğurulması ve tabanı harekete geçirecek heyecanın ortaya konması olarak görülüyor.
Peki…
DP bu haliyle bunu başarabilecek durumda mı?
Açıkça söylemek gerekirse, bugünkü yönetimi ile başarabilmesi mümkün değil.
Zaten…
Parti içindeki tüm arayışlar da bu gerçek doğrultusunda gelişiyor.
Çıkış noktasını “merkezi buluşturacak siyasete abilik yapmak” üzere belirleyen ve bu hedefle de Süleyman Soylu’ya karşı kurultay kazanıp DP Genel Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk aslında zoru başarıp DP-Anavatan birleşmesini sağladı.
Ama…
Vaat ettiği abiliği yapamadı.
Şimdi DP’nin önünde kasım kurultayı var. Tüm hesaplar da bu kurultay üzerine yapılıyor.
Gerçi…
Kasım kurultayının olup olmayacağı da henüz tam olarak netleşmiş değil ama DP’de görünen ve görünmeyen hareketler yaşandığı da bir gerçek.
Örneğin…
Bugüne kadarki, halen Ergenekon davasından tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tahliye olup DP Genel Başkanlığını üstlenmesi için yapılan bazı hazırlıklar olduğu biliniyor.
Haberal tahliye edilmediği için o proje suya düştü.
Yine…
Bilinen kadarıyla kısa adı TOBB olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun partinin başına geçmesi yolunda beklentiler vardı. Ama Hisarcıklıoğlu’ndan da işaret gelmedi.
Şimdi…
CHP’den istifa eden İlhan Kesici için bir hazırlık yapıldığı görülüyor. Bir yandan teşkilatlara Kesici adı empoze edilirken, diğer yandan da internette ve özellikle de sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta Kesici’nin özelliklerini anlatan paylaşımlar yapılıyor.
Kesici adı DP’nin bazı katlarında heyecana yol açmış olabilir ama acaba toplumda tutar mı?
Nedeni de ortada…
DPT Müsteşarlığı döneminde Demirel ailesinin damadı olarak siyasi şöhreti yakalayan, ama Anavatan Partisi’nden önce Bursa Milletvekili olan, sonra İstanbul Büyükşehir Adayı olarak yarışan, TBMM’ye de CHP Milletvekili olarak geri dönen Kesici’nin izlediği yol siyasi düşünce doğrultusundan çok hedef siyaseti olarak yansıyor.
Bununla birlikte…
DP’de çok önemli bir taban kesiminin Tansu Çiller’in geri dönüp genel başkan olmasını istediği biliniyor.
Daha geçen kurultayda yoğunlaşan bu isteklere Çiller çok da ilgisiz davranmamıştı. Bir yılı aşkın süredir internette Tansu Çiller’in dönmesi için yoğun kampanyalar sürdürülüyor. Bu da DP tabanının Çiller’e ilgisiz olmadığını gösteriyor.
O nedenle…
Yapılması halinde kasım kurultayında Tansu Çiller’in tavrı da çok önem taşıyor. Çağrıları kabul edip genel başkan olmaya karar verirse, Çiller’le kurultayda yarışabilmek çok kolay olmaz.
Bu arada…
Kurultaya yönelik kulis hesabı yaparken Mesut Yılmaz da göz ardı edilmemeli.
DP tabanında etkisi olmasa bile Yılmaz’ın siyasetin üst katlarını etkileyip yönlendirebilen özellikleri var. Cindoruk’la birlikte DP-Anavatan birleşmesini gerçekleştiren isim olan Yılmaz, birleşme kurultayında Genel İdare Kurulu’na girip parti politikalarına ve kadrolarında yönlendirici olmuştu.
Ama…
Özellikle son kurultayda Anavatan kadrolarının bertaraf edilmesinden sonra Cindoruk’tan uzaklaştığı bilinen bir gerçek.
Kesici’nin adaylığının beklendiği, Çiller’in geri dönmesinin istendiği, Hisarcıklıoğlu’ndan umudun kesilmediği böylesine karışık bir süreçte DP’nin kasım kurultayından nasıl bir genel başkanla çıkacağı doğrusu merak konusu ama akla gelen bir ihtimal daha var:
Cindoruk, abilik görevinin sürmesine karar verip bir fedakarlık daha yapabilir.

About leothemaster

5 Ekim 1969 yılı Ankara doğumluyum. İlköğretim, lise ve üniversiteyi de Ankara’da okudum. 1995 yılında ise ODTÜ Fizik bölümünden mezun oldum. 1990′lı yıllarda başlayan bilişim hayatım, 2004 yılında biraz kabuk değiştirdi. Levent, Leo oldu ve LeoTheMaster olarak tanındım. İçimdeki yazma isteğini sanal ortama aktarmak için ilk blog sayfamı açtım. Bu başlangıçla birlikte Türkiye’deki ilk blog yazarlarından birisiyim. Uzun yıllardır blog yazıyorum ve pek çok blog sayfam var. Ayrıca köşe yazıları, İngilizce ve Türkçe teknolojik sunu / makalelerim var.
Bu yazı Genel içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.